Isparta'nın Senirkent ilçesine bağlı olan Gelincik Dağı, ilçenin 10 km doğusunda yer almaktadır. Bu dağın doğusunda, Barla Dağı'nın kuzeyine bakan yüzünde, 2.734 metre rakıma sahip bir tepe bulunur. Bu tepede, çimenlik bir düz alanda, rastgele taş yığınları şeklinde sıralanmış 10 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğinde bir duvarla çevrili oval bir alan bulunmaktadır. Rivayete göre, bu alan Gelincik Ana isimli birinin mezarını barındırır. Bu nedenle bu dağa Gelincik Dağı adı verilmiştir. Gelincik Dağı'nın adının kökeniyle ilgili iki rivayet bulunmaktadır.

Sarıkeçili oymağından bir oba, her yıl bu bölgeye yaylamaya gelmeyi gelenek haline getirmiştir. Bir gün, bu oba yaylada çadır kurar. Obanın oğlu geçen yıl burada evlenmiştir. Gelin, ilk kınalı parmak aşını bu yaylada yaktığı ocakta yapar. Kaynatası (kayınbaba) geline hemen ateş yakıp saç kondurmasını söyler. Gelin, geçen yıldan kalan ve toprağa soktuğu üç yanık esiyi hatırlar ve onu almak üzere toprağa gider. Eski esinin hâlâ yandığını şaşkınlıkla izleyen kaynatası, esinin bir yıl boyunca toprağın içinde yanık kalamayacağını, gelinin farklı bir amaçla oraya daha önce geldiğini ve kendisini kandırdığını söyler. Gelin, tüm saflığı ile bakar ve elindeki yanan esileri tüm gücü ile uzaklara atarak; "Allah'ım canımı al" diye dua eder ve o anda can verir. Bu olayın ardından dağa Gelincik Dağı adı verilmiştir.

Her yıl bu tepeye yaylamaya gelen Sarıkeçili oymağından Yörükler, yaylaya bir çadır kurar. Yeni evlenen gelinin kaynanası, gelinden ateş yakıp yemek pişirmesini ister. Gelin, etraftan çalı ve çırpı toplar, fakat çıkan rüzgârın etkisiyle ateşi yakamaz ya da yanında kibrit yoktur. Gelin, tüm uğraşlarına rağmen ateşi yakamayınca kaynanası, elinde oklava ile geline şiddetli bir şekilde saldırır. Ne olduğunu anlayamayan gelin, geçen yıldan kalmış olan küllere başını eğer ve saçlarını küllere sürer. Allah'ın takdiri ile küllerde geçen yıldan kalan bir kıvılcım, masum gelinin saçlarını tutuşturur. Ocağın yanında yığılı çalı ve çırpı da alev alarak yanar. Gelin de bu alevlerin arasında kül olur. Olay yerine gelen damat ve oba halkı, bu duruma çok üzülür ve gözyaşı döker. Hain kaynana ise diz çöküp, yaptığından pişman olup Allah'a yalvarır; ancak iş işten geçer. Gelinin kemiklerini bu ocağa gömerler ve bu dağa Gelincik Dağı adını verirler.

Gelincik Dağı, doğal güzellikleri ve tarihi rivayetleriyle dikkat çeker. Dağın zirvesine tırmanmak, doğa severler ve dağcılar için eşsiz bir deneyim sunar.